8 Kasım 2018 Perşembe

Buna alış!

Nefret edilesi hayata gülümseyen gözbebeklerimi büyülterek açtıran güneşe merhaba dedim bugün. Kahvenin soğukluğu dilimi yaktı. "Siktir etmek istiyorum bugün yine," dedim kendime. Dağınık saçlarımın önemi yok, hırkamı üzerime geçirip akmış makyajımla mermer balkona adım attım. Aşağı atlamak için güzel bir gün diye düşündüm ama en sevdiğim elbisem kuru temizlemedeydi. Kafamın içindekilerin yarattığı his, sinir dokularıma enjekte edilmiş ecstasy'den farksızdı. Çünkü sizden nefret ediyorum. Evet, sizden nefret ediyorum.
Görmeye tenezzül etmezken maruz kalmayı hesaba katmadığımı zannediyorsunuz. Zannetmelerinize bayılıyorum. Sonucu olmayan şeylerle çok fazla uğraşıyoruz. Tek istediğim oturup biraz nefes almak. Buna gerçekten ihtiyacım var. Anlıyor musun? Tabii ki anlamıyorsun. Ben de seni anlamıyorum. Anlamak istediğimi de sanmıyorum. Bence insan anlaşılmak istemiyor, dinlenmek istiyor zaten. Konuştuklarının işitilmesini istiyor, duyduklarının duyulmasını, anlattıklarının anlanmasından çok dinleniyor olmasını istiyor. Siz bunu bilmiyorsunuz. Dinlemek çok meşakkatli bir keyif aslında. Sadece insanlar benlik duygularıyla fazla ilişki içerisinde yaşam sürüyor. Bencil olanın dünya zevklerine ebedi hüküm sürmesine şaşırmamak gerek. Sizden de olağanüstü bir şey beklemek manyakça olurdu. Sizden tiksiniyorum, sizden iğreniyorum. Sizden çokça nefret ediyorum, sahte hisleriniz tüylerimi ürpertiyor. Beni kahrediyorsunuz, zihnimi kanatıyorsunuz.
Siz ve aptal dünyalarınız. Tahammül edemiyorum aynı gökyüzü altında yaşam sürdürüyor olmamıza, bu... Tanrım, bu çok aptalca. Bu çok alçakça, bu adice. Lanet olsun. Gerçekten lanet olsun. Yağmur yağdığında camdan dışarıyı izleyip büyüyünce neler yaşayacağım hakkında hayal kurduğum güne dönmeyi istemek, genlerimi yakıyor sanırım. Yok olma operasyonunun son seansına girmek üzereysem, hayatımın geri kalanı kimin avucunun içinde? Sadece yalnız başıma defolup gitmek istiyorum bu yaşamdan.
Mutluyum ben, kendime sarılmak zorunda olduğum için mutluyum. Birilerine ihtiyacım olduğunda bu hissi yok edebildiğim için mutluyum. Çünkü başka seçeneğim olmadığını biliyorum. Çünkü yapabileceğimden daha fazlasını yapmam için iyi hissetmeliyim. Çünkü kötü hissettiğimde kimse başucuma sıcak bir bitki çayı bırakıp gözkapaklarımı okşamayacak. Yere yığıldığım geceler kimse yatağıma taşımayacak. Kötü hissedersem şayet, artık bundan medet ummadan karanlık ışıklar altında görmeye devam edeceğim.
Uyumak istiyorum ama bu çok başka. Dinle beni, buna alış. Duydun mu beni? Buna alışmak zorundasın, sen veya diğeri. Hiçbiriniz birbirinizin umrunda değilsiniz. Rol kapmak yerine gerçeği kavramaya çalışmak duyarlı ve tutarlı yoldan insan olabilmeye adım atmayı sağlar, başarabilen pek yok ama umut etmek serbest tabii.
Son bir şey daha, sizden gerçekten nefret ediyorum.
blossom

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder