Nefret edilesi hayata
gülümseyen gözbebeklerimi büyülterek açtıran güneşe merhaba dedim bugün.
Kahvenin soğukluğu dilimi yaktı. "Siktir etmek istiyorum bugün yine,"
dedim kendime. Dağınık saçlarımın önemi yok, hırkamı üzerime geçirip akmış
makyajımla mermer balkona adım attım. Aşağı atlamak için güzel bir gün diye
düşündüm ama en sevdiğim elbisem kuru temizlemedeydi. Kafamın içindekilerin
yarattığı his, sinir dokularıma enjekte edilmiş ecstasy'den farksızdı. Çünkü
sizden nefret ediyorum. Evet, sizden nefret ediyorum.
Görmeye tenezzül
etmezken maruz kalmayı hesaba katmadığımı zannediyorsunuz. Zannetmelerinize
bayılıyorum. Sonucu olmayan şeylerle çok fazla uğraşıyoruz. Tek istediğim
oturup biraz nefes almak. Buna gerçekten ihtiyacım var. Anlıyor musun? Tabii ki
anlamıyorsun. Ben de seni anlamıyorum. Anlamak istediğimi de sanmıyorum. Bence
insan anlaşılmak istemiyor, dinlenmek istiyor zaten. Konuştuklarının
işitilmesini istiyor, duyduklarının duyulmasını, anlattıklarının anlanmasından
çok dinleniyor olmasını istiyor. Siz bunu bilmiyorsunuz. Dinlemek çok
meşakkatli bir keyif aslında. Sadece insanlar benlik duygularıyla fazla ilişki
içerisinde yaşam sürüyor. Bencil olanın dünya zevklerine ebedi hüküm sürmesine
şaşırmamak gerek. Sizden de olağanüstü bir şey beklemek manyakça olurdu. Sizden
tiksiniyorum, sizden iğreniyorum. Sizden çokça nefret ediyorum, sahte
hisleriniz tüylerimi ürpertiyor. Beni kahrediyorsunuz, zihnimi kanatıyorsunuz.
Siz ve aptal
dünyalarınız. Tahammül edemiyorum aynı gökyüzü altında yaşam sürdürüyor
olmamıza, bu... Tanrım, bu çok aptalca. Bu çok alçakça, bu adice. Lanet olsun.
Gerçekten lanet olsun. Yağmur yağdığında camdan dışarıyı izleyip büyüyünce
neler yaşayacağım hakkında hayal kurduğum güne dönmeyi istemek, genlerimi
yakıyor sanırım. Yok olma operasyonunun son seansına girmek üzereysem,
hayatımın geri kalanı kimin avucunun içinde? Sadece yalnız başıma defolup
gitmek istiyorum bu yaşamdan.
Mutluyum ben, kendime
sarılmak zorunda olduğum için mutluyum. Birilerine ihtiyacım olduğunda bu hissi
yok edebildiğim için mutluyum. Çünkü başka seçeneğim olmadığını biliyorum.
Çünkü yapabileceğimden daha fazlasını yapmam için iyi hissetmeliyim. Çünkü kötü
hissettiğimde kimse başucuma sıcak bir bitki çayı bırakıp gözkapaklarımı
okşamayacak. Yere yığıldığım geceler kimse yatağıma taşımayacak. Kötü
hissedersem şayet, artık bundan medet ummadan karanlık ışıklar altında görmeye
devam edeceğim.
Uyumak istiyorum ama bu
çok başka. Dinle beni, buna alış. Duydun mu beni? Buna alışmak zorundasın, sen
veya diğeri. Hiçbiriniz birbirinizin umrunda değilsiniz. Rol kapmak yerine
gerçeği kavramaya çalışmak duyarlı ve tutarlı yoldan insan olabilmeye adım
atmayı sağlar, başarabilen pek yok ama umut etmek serbest tabii.
Son bir
şey daha, sizden gerçekten nefret ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder